Pontet Canet 2009

Yanılmıyorsam 2010 yılıydı. 2009 yılının primeur satışları başlayınca İngiltere’ deki bir siteden ( winedirect.co.uk) almıştım. Yaklaşık 100 pound fiyatı vardı ama o zaman pound 2,5 tl. Parker’ ın değerlendirmesine göre 100 puanlık bu şarabın teslim edilmesine daha 1 yıldan fazla vardı ama ben hayaller kurmaya başlamıştım. Kritiklerin verdiği içim ömrü 2050-2070 lere kadar gidiyordu. İlk 10 sene böyle bir şarabı açmak düşünülemezdi bana göre ama 20-30 sene de bekleyemezdim. 15 senede karar kıldım ve 2025 e girerken yılbaşı gecesi açarım diyerek, teslim alır almaz 15 derece sabit ısı ve %70 nem oranında çalışan şarap dolabına yatık olarak kaldırdım.

Yıllar uçup gitti ve 2025 yılbaşı gecesi geldi. Yıllar içinde şişenin yatan yüzünde biriken sedimentin şişenin dibine çökmesi için bir gece önceden dolaptan çıkarıp dik hale getirdim. Bunu açmadan hemen önce yaparsam sedimentin dağılıp şarabın içine yayılacağını ve bunun şarabı görsel, aromatik ve taktil olarak negatif etkileyeceğini acı tecrübelerimle öğrenmiştim… Eğer buşone de çıkmazsa açılış kısmını böylece kazasız atlatmış olacaktım. Mantarı dikkatlice çıkarıp, kokladım ve bingooo… Mantar temizdi… Dekante edip etmemeye karar vermek için, O nefis yakut renkli sıvıdan kadehime biraz aldım. Şarabın kalitesini haykıran biraz gizemli ama yeterince de açık bir burna sahipti. Dikkatimi çeken ilk şey beklediğimden çok daha az bukeye sahip olmasıydı. Siyah kiraz, siyah erik, tütsü, odun kömürü, hafifçe dolmalık biber, vanilya ve krema… Birincil ve ikincil aromalar çok güçlü ve net olarak burnuma ulaşıyordu. Bukelerin havalandırmayla ortaya çıkacağını umarak, dekante etmeye karar verdim. Birkaç saat içinde azar azar kadehime alarak içmeye devam ederken gelişmesini takip ettim. Zamanla hafifçe tütün ve orman tabanı bukeleri gelmeye başladı. Meyve, arkasında saklanan cassis notalarını serbest bırakınca şarap daha da zenginleşti. Damaktaki en mükemmel yanı ise olanca meyve gücüne rağmen dokusunun pürüzsüz ve saf kalabilmesiydi. Aynı zamanda da çok taze… Bitişinde ne meyveden, ne de fıçıdan gelen tanen ağırlığının hissedilmemesi, alkol dengesi ve bitmek bilmeyen uzunluğu şarabı doyulmaz kılan diğer faktörlerdi bence.

15 sene bekledim ama bu muhteşem şarap olsa olsa insan ömründe ergen, delikanlı denebilecek yaştaydı hala… Belki bir 10 sene sonra bukeler olanca özgürlükleri ile şarkılar söyleyecek ve kadehte dans etmeye başlayacaklar. Ve bu şarap ortalama bir insan ömrüyle paralel 25-60 yaşlarında en verimli, en olgun, en dingin dönemlerini yaşayıp, 70 belki de 80 yaşında yavaş yavaş ömrünü tamamlayacak…

Puan:98+

İdeal içim aralığı: 2030-2065

Bir yanıt yazın