1989 yılında Rene Barbier, Alvario Palacios, Daphne Glorian gibi tutkulu ve girişimci genç şarap severler bir araya gelerek, potansiyeline inandıkları Priorat şaraplarını ayağa kaldırmak için harekete geçtiler. Filoksera sonrası erken dönemde dikilmiş, ancak ekonomik sebeplerle terk edilmiş yaşlı bağları satın alarak şarap yapmaya giriştiler. Fransız ekolünü benimsemişlerdi.Bölgenin kadim üzümleri Garnacha ve Carignan ile Cabernet Sauvignon, Syrah ve Merlot gibi Fransız üzümlerini blend yaptılar, yeni barik fıçılara koydular. Koyu renkli, konsantre, yüksek alkollü, Fransız meşe etkisi açıkça hissedilen bu şaraplar ünlü kritikler tarafından çok yüksek puanlarla değerlendirilince, tüm dünyanın dikkatini çektiler. O zamandan bu yana da istikrarlı bir şekilde kalitelerini sürdürürken, bir yandan da son yılların trendleri doğrultusunda evrim geçirmekteler. Ağır, gövdeli, büyük şaraplardan, daha düşük alkollü, daha taze ve daha zarif şaraplara doğru bir kayma söz konusu…
Bu akımın öncüleri Terruar al Limit ve Nin- Ortiz şaraphaneleri… Geçen ay Priorat bölgesine yaptığımız ziyaret sırasında Nin-Ortiz şaraphanesinde Carles Ortiz tarafından karşılandık. Son derece samimi, sempatik ve neşeli bir karaktere sahip Carles Ortiz ve eşi Vitikültürist Ester Nin tarafından kurulan şaraphanenin geçmişi öyle eskilere dayanmasa da kısa zamanda ürettikleri üstün kalite şaraplar ile adlarından çokça söz ettirmeyi başardılar.
Biodinamik yaklaşımla ürettikleri şarapların kaliteleri gerçekten hayranlık uyandırıcı. Ay takvimine göre hareket ediyorlar, vahşi maya kullanıyorlar… Priorat’ ın en yüksek köylerinden Porrera yamaçlarındaki bağları geleneksel ‘’costers’’ ler şeklinde dikilmiş. Yani dik yamaçlara teraslar yapmadan, doğal eğimine sadık kalarak yapılan dikim şekli bu… Teraslara göre çok daha sık dikim yapılabildiği için asmalar arası rekabeti tetikleyerek, zaten besinden fakir olan toprak yapısı ( llicorella) nedeniyle düşük olan verimin daha da düştüğünü böylece de daha iyi olgunlaşmış, daha konsantre üzümler elde ettiklerini söylüyor. Bir de 100+ yıllık yaşlı asmalarınız varsa neredeyse 10 asmadan ancak 1 şişe şarap yapabildiklerini öğreniyoruz. Bu yüzden de Priorat şarapları pahalı… Dik yamaçlarda yapılan bağcılık mekanizasyona izin vermediği için, iş gücü büyük oranda insana dayalı, bu da maliyetleri arttıran bir diğer faktör…
Daha önce Planetes 2020’ yi paylaşmıştım.Bu nefis beyaz, %100 Carignan Blanc üzümünden elde edilmişti… https://www.wine-surgeon.com/priorat-bolgesinden-nadir-bir-beyaz-carignan-blanc
Bu yazıda paylaşmak istediğim şarap ise, şaraphanenin ağır topu Nit de Nin Mas d’en Caçador… Ortalama yüz yaşında asmalardan elde edilmiş, Garnacha Negra, Garnacha Peluda ( mutant bir garnacha- tüylü grenache) ve Carignan blendi. Carignan’ ın güçlü antosiyaninleri ile derin, mürekkebimsi yakut renkli şarabın burnu baş döndürücü bir şekilde parfümsü. Daha önce bu kadar güzel,net biberiye ve lavanta kokan bir şarap koklamamıştım. Gözünüz kapalı koklasanız önünüzde biberiye ve lavanta çiçeği var sanmanız işten değil! Aynı zamanda yoğun siyah ve kırmızı meyve aromaları, kırılmış taş, kakao gibi aromalar da alınıyordu. Vahşi mayalarla tüm salkım fermentasyonu yapılarak elde edilmiş bu şarabın tam gövdeli, damak dolduran tatlımsı ve etli meyve yapısı, dengeli-diri asiditesi ile aynı zamanda zarif ve lezizdi. Güçlü ve hafifçe rüstik sayılabilecek tanenleri ile uzun bitişli bu şaraba hayran kaldık. Priorat şarapları pahalıdır klişesini desteklercesine 95 euro satış fiyatı olan bu şaraba sadece bir ay öncenin Türk Lirası kuru ile % 25 daha ucuza ulaştığımıza üzülmemek, şaşırmamak elde mi?