Şarap tarihinin, bağ adı ile şişelenmiş belki de ilk şarabı meşhur barolo bağı Cannubi 1752’ dir. Nebbiolo üzümünden elde edilen bu şarabın, köy adı ile değil de bağın adıyla etiketlenmiş olması günümüzün apelasyon sistemlerinin prototipi olduğunu düşündürmüyor mu? Resmi bir organizasyon olarak ise 1936 yılında Fransa’ da başlayan apelasyon sistemi, üretimde sürdürülebilir kaliteyi sağlamak, bölgenin özgün tarzını korumak geliştirmek gibi amaçlar taşır. Devletlerin resmi sistemlerinin yetmediği yerde ise üreticiler birliği gibi mekanizmalar gelişmiş ve boşlukları doldurmayı hedeflemişlerdir. Bunlardan en bilineni Verband Deutscher Pradikatsweingüter yani VDP dir. 197 üyesi olan ve Almanya’ nın en iyi üreticilerinin buluştuğu bu yapı, resmi apelasyon kurallarından daha sıkı ve zorlu kurallar belirleyip, denetleyerek yüksek ve standart kalite garantisi sunmayı hedeflemiştir. Birliğin, gövdesinde üzüm salkımı bulunduran kartal amblemi, şişelerin kapşonu üzerinde görülebilir. Bu amblemi gördüğünüz şaraplarla beklentilerinizin karşılanma ihtimali çok daha yüksektir. Bu türden birliklere bir tane de Yeni Zelanda’ dan eklendi. Appelation Marlborough Wine, kısa adıyla AMW… Şimdilik 49 üyesi var. Amacı tüm dünyanın yakından tanıdığı Marlborough Sauvignon Blanc’ ın özgünlüğünü korumak ve geliştirmek. Şişelerin arka etiketinde AMW ibaresi görüyorsanız bilmelisiniz ki, bu şişenin içindeki şarabın üzümleri %100 Marlborough sınırlarındaki bağlardan gelmektedir ve kalitesi bağımsız kurullar tarafından denetlenerek onaylanmış bir şaraptır.
Sürdürülebilir yüksek kalite ve özgünlük için, kuralları birlikte koyup uygulamak, denetlemek ve bu şekilde rekabet etmek. Ne kadar medeni değil mi? Gelişi güzel büyüyen şarap sektörümüzün, etiket karmaşaları, anormal fiyat kalite dengeleri, bilerek yada bilmeyerek ( her ikisi de çok vahim) piyasaya sürülen hatalı şaraplar nedeniyle tüketiciden hızla uzaklaşan ve çarpık gelişen iskeleti için devlet aygıtının bir şey yapmayacağı ortada. Bu çarpık gelişmenin epifiz uçları kapanıp, kemikleşmeden üreticilerimizin bir araya gelerek gerekirse küçük küçük bölgesel birlikler kurarak işe başlaması lazım. Turistik pazarlama yollarına, rotalarına da okey ama bunun kalite standartlarına da el atan bir insiyatif alması gerekmez mi artık?