Son Romanya paylaşımı sonrası bazı arkadaşlarım özelden mesaj atarak sordu, nedir bu hibrid üzümler dedikleri diye. Aslında bu konuda baya bir terim karmaşası var. Gelin hem asmaları hem de bu asmalardan türetilen yeni asmaları ve terimlerin ne anlama geldiğini konuşalım, mümkün olduğu kadar basitleştirerek…
Örneğin, Kedigiller familyasını ele alalım. Kedi, Aslan, Panter, Leopar, Çita vs. gibi türler birbirlerinden farklı görünmelerine rağmen, morfolojik yapıları, davranış biçimleri gibi bir takım benzerlikleri yüzünden aynı aile içinde sınıflandırılıyorlar. Aynı şekilde Asma yada bilimsel adıyla Vitis ailesi benzer özellikler taşıyan birçok bitkiyi kapsayan bir üst grup. Şimdiye kadar birbirlerinden genetik olarak ayrılan ancak aynı aile içinde sınıflandırılan 79 Vitis türü tanımlanmış durumda. Bunlardan sadece maksimum 10-15 tanesi bağcılıkta kullanılıyor. Bizim için en önemlisi ise Vitis Vinifera. Yani Avrupa kökenli, bildiğimiz, ticari şarap üretiminde kullanılan soylu asma. Bağcılık için kullanılan diğer Vitis türlerine örnekler verirsek Vitis Riparia, Vitis Rupestris Amerika kıtası kökenli, Vitis Amurensis ise Sibirya, Uzak doğu kökenli asmalar. Geçenlerde paylaştığım ‘foxy’ aroma ile ilişkili olan asma ise Vitis Labrusca.
Vitis Vinifera dışında, bağcılık için kullanılan diğer türlerin meyvalarından ticari olarak genelde üzüm suyu, reçel, marmelat, şekerleme yapılabildiği gibi asıl önemleri, herbirinin Vitis Vinifera’ ya üstünlük sağladığı değişik özellikleri. Kimi aşırı soğuklara dirençli, kimi kuraklığa, kimi topraktaki kirece ama belki de bu üstünlüklerden en hayati olanı hastalıklara olan dirençleri. Mesela en önemlilerinden biri, Filoksera biti diye asmalarda hastalık yapan ve henüz kimyasal olarak mücadele etmeyi başaramadığımız bir zararlı var. İlk kez 1800’ lü yılların sonunda Amerikan asmalarda tespit edilmiş, insanlar vasıtasıyla taşınarak Avrupa’ ya gelip neredeyse bütün Avrupa’ daki bağları kasıp kavurup, talan etmiş bu bit. Üreticiler çaresizce bağlarındaki yerli asmaların kuruyup gitmelerini izlerken, bir de bakmışlar ki bu Amerikan asmaların kökleri Filokseraya dirençli… İnsanoğlunun zekası, sorun çözme yeteneği devreye girmiş ve Amerikan köklere, Vinifera çubukları aşılayarak bu zararlı ile baş etmeyi başarmışlar. Buradan başlayan diğer Vitis türlerinin üstün özelliklerini kullanma çözümü, zaman içinde genetik teknolojinin gelişmesi ile de paralel olarak, laboratuar ortamında yeni türler yaratmaya kadar varmış.
İşte ancak şimdi gelebildik hibrit nedir, cross nedir meselesine ☺️… Aynı Vitis ailesinden iki türün genetik materyelini bir araya getirip, yeni bir genetik materyel ortaya çıkarma işine İngilizce’de Genetic Crossing ( Genetik Çaprazlama), oluşan yeni ürüne de kısaca ‘’Crossing’’ deniyor. Ancak genel kullanımda sanki sadece iki Vitis Vinifera türünün çaprazlanmasıyla elde edilen yeni türe crossing denir gibi bir algı var. Halbuki 2 ayrı Vitis Labrusca türünü çaprazlarsanız da yeni tür bir ‘ crossing’ olacaktır. Hibrid üzüm ise iki ayrı Vitis türünün çaprazlanması ile elde edilen türlere deniyor. Bunlara örnek vermek gerekirse Vitis Labrusca ve Vitis Vinifera genetik materyelleri kullanılarak üretilmiş ve ‘foxy’ aroması ile de bize konu olmuş Concord üzümü ve Kanada’ nın meşhur icewine’ larında kullanılan Vidal sayılabilir. Yakın geçmişte Rondo, Regent gibi hibrid üzümler eklendi bu üzümlere. Rondo’ nun babası Sibirya bozkırlarının soğuklarına dayanıklı Vitis Amurensis… Vitis Vinifera’ nın olgunlaşamadığı Kuzey Avrupa ikliminin soğuklarına dayanıklı ve bu iklimde şarap üretimi amaçlı bağcılık yapılabilmesi için üretilmiş bir varyetel. Bu şekilde özel amaçlarla üretilmiş hibrid varyetellere ‘’ modern varyeteller’’ deniyor günümüzde. Küresel ısınmanın tüm şiddeti ile etkilemeye başladığı dünyamızda, insanlık tarihinin bu en önemli içeceğinin kaderi belki de artık sadece genetik mühendisliğinin ellerinde maalesef…